Adnan FARUK (Kars, 2024)
bir duvar var aramızda zamandan yapılma
kara bir lekeyle FİRKAT yazılı her bir tuğlasında
bilmem, aşabilir mı şiirlerim, delip geçer mi kelimelerim
hangi kalem şifa olur sanrılarıma
bir koridor var aramızda zaman gibi uzun ve ufuksuz
mazimiz kadar derin çukurlarıyla her bir adımında
ilerliyorum kör ayaklarla ışıksız ve soluksuz
bilmem, taşır mı kalbim, yeter mi umudum
hangi gökyüzü ışık olur karanlığıma
ama
bir umut var, görüyorum, zaman da ölümlüdür
saniyeler fışkırır damarlarından
yaralarında kanlı dakikalar...
verdiği her nefeste ruhuma VUSLAT türküsü dolar
ve ben
zamansız bir mahpusum zamanın parmaklıklarında
amansız bir mahsurum bu süresiz buz dağında
tırmanıyorum bu kara duvardan
kalemimden şiirler yükselerek arşa
dudaklarının hayaliyle ardındaki vahayı görüyorum
aydınlanıyor yolum gözlerinle
altın varaklı bir köprü gibi uzanıyor saçların önüme
bu kum saatinin soğuk zincirlerini kırıyorum
saniye saniye adımlıyorum metrelerce zamanı
Ah Sevgili!
gamzendeki güneşlerle zamanı eritiyorum
